30 Nisan 2011 Cumartesi

Amerika'da Kisisel Gozlemlerim (part two)

Evet Amerika'daki kisisel gozlemlerime kaldigimiz yerden devam ediyoruz.....


Sanirim bizim gibi, Amerika'ya gecici gelenlerin karsilastigi sıkıcı bir mesele de Hastahane...
Şöyleki, eger kendi kisisel sigortaniz yoksa, muayene veya diğer işlem ucretleri cok ucuk derecede yuksek ve abartili...
Mesela, hastasınız doktora gittiniz $200 muayane ucreti pat eve geliyor...
Evet evet ucret tam olarak dogru yazildi, bir de eve gonderiyorlar...Eger odeyemiyorsaniz hastahane ile ''ben su kadarini odeyebileceğim ''diye anlasma yoluna gidiyorsunuz...
Ödemezseniz, gicik eder bir sekilde her ay eve  fatura geliyor !
Neyseki CVS var da, marketten biseyler alir gibi, recetesiz bir cok ilaci kendiniz alabiliyorsunuz... 
Bu yuzden burada yasayan insanlar hastaliklar konusunda epey bilgili :)
Hastahane konusunda ise epey yılgın...


Gecelim baska bir gozlemime, cogunluk rahat buyuk evler de oturunca bahce keyfide kacinilmaz tabiki....
Burada dikkatimi ceken, insanlarin esyalari disarda kaliyor ve kimse calmiyor...Bizde olsa muhabbetine hic girmiyecegim, herkes nasil olacagini tahmin ediyordur...Ve bir cok evin bahcesi demir citlerle örülü degil, ne kadar samimi bir ortam cizdikleri ortada....


Evet bir diger gozlem de dovmelerle ilgili...
Beyaz yada zencı bır cok ınsanda yazı dovme veya sekıllı dovme var..
En cok da metro'ya bındıgımde goruyorum...


Hastahaneden bahsetmısken, hemşireleri atlamak olmaz...Resımdekı gıbı cıcılı bıcılı  pıjama edasında bu kıyafetlerı gıyen hemşireler oldukça fazla...Kim bilir belki çocuk bölümünde çalışıyorlardır...


El emeği ,tamir  gibi işlerde yine pahalı olan şeyler arasında...Terzi bulmak öyle kolay değil, varsa da el emeği olunca fiyat çok yükseliyor...
Garip geliyor bana bir çok önemli ihtiyaç ucuz, saçma şeyler pahalı...
Mesala yataklar da çoook pahalı :)


Manikür-Pedikür konusunda Vietnamlı'lar Amerika'yı ele geçirmiş durumda....Öyle az da değil ciddi müşterileri var...Bir de çocuklar için bile bölüm yapmışlar, Aile boyu bakıma doğru gidiyorlar...
Kuaförler ise, yine abartı pahalılar listesinde...Bir de erkek kuaförleri genelde bayan :)


Bu da sevgili Fattosh'un hatırlattığı bir gözlem....Gençlik vahim durumda mesaj iletildi mi?
Bır önceki gözlem yazısı için, tıkı tık!
Amerıka'daki kişisel gözlemlerim (part three) ile devam edecek...

29 Nisan 2011 Cuma

Philly NBA MAÇI

Yazacak bir cok post konusu varken, unutmayayim diye resimlerini yukleyip yinede unuttugum bir gecikmis NBA maci yazisiyla yayindayim!
Sanirim 2 hafta onceydi...Gecen yildan beri aklimizda olan basket macina gitme planimizi hayata gecirdik..Amerika'da olupta, NBA macina gitmemek olmazdi...Esim pek sevmesede benim icin gittik...Benim  NBA macina gitme istegim ise sadece meraktan...
Amerika'lilar bu konularda hic bir masraftan kacmadiklari icin, gorseller ve ortam guzel oluyor...Biz de ortami gorunce cok sevdik zaten...Isiklar, muzikler, seslendirmeler ile seyirci surekli canliydi...Takima moral orani cok yuksek tutulmustu ve izlerken eglendiriyordu...
Hos gelen  insanlar yemek yemeye mi geliyorlar, yoksa basket maci izlemeye mi iste orasi pek belli degildi !!!

 Bu arada mac, Philadelphia'nin unlu takimi ''SIXERS'' ve  Orlando takimi ''ORLANDO MAGIC'' arasinda oldu...Bu mactaki supriz ise, Hideyet Turkoglu'nun da orlando takiminda oynamasiydi.
Gerci, onca bagarmaya ragmen sesimizi duyuramadik ama neyse....


Gecen yil Turkiye-Amerika futbol macina gittigimizde bahsetmistim sanirim...Burasi buyuk bir alan ve Bir cok spor kompleksini cevresinde barindiriyor...Kisaca tum stadlar derli toplu ve bir aradalar...


Her yeri gezen ayaklar bir karelik pozu hakediyorlar...


Mac oncesi hazirliklar...




Izlerken hallerine acidigim ponpon kizlar...Zavallilar'in mac boyunca ayakta durduklarina mi acisam, sacma hareketlerle dikkat cekmeye calisma cabalarina mi acisam karar veremedim .... 


Philly taraftarinin dikkat dagitma cabalari maalesef  ise yaramadi ...Kazanan ORLANDO oldu...
Darisi Philly zaferlerine....

27 Nisan 2011 Çarşamba

Endülüs-Sevilla Gezisi


Barcelona'dan  sonraki gezi durağımız,Aksam saatlerinde ulastigimiz Endülüs bölgesinden Sevilla ile başlıyor...
 Endulus hakkindaki bilgilerim cok sinirli olsa da, 800 yil boyunca Avrupa'da hukum suren, Islam Imparatorluguna ev sahipligi yapmis olan bu topraklari gorecek olmak, beni fazlasiyla heyecanlandiriyordu ..

ilk gezimize Virgen de Los Reyes  meydaninda Usta fotoğrafçılari goruntulemekle basliyoruz.... 



Bu devasa katedral ,Endülüs’ten kalma Merkez Camii’nin üzerine inşa edilen dünyanın üçüncü büyük katedrali. Camiden geriye kalan minareye, yani Sevilla’nın sembolü La Giralda çan kulesine 35 kat rampayla çıkıp Sevilla 95 metreden kuş bakışı seyredilebiliyor. Katedraldeki Kristof Kolomb’un görkemli mezarı da görülmeye değer.


Plaza de Contratacion Meydani

Ilk resimde fotografcilarin dizildigi meydan...

ilk resimdeki fotografcilarin cektikleri resim ise, bu $IK gorunumlu otel binasi...


Sol taraf,  yine onceden camii olarak bahsettigim, devasa katedral...

Katedral girisi....

Katedral'in ici...


Portakal kokulu mis gibi bahceler...

 Bu resimdeki sutun bir zamanlar minare olarak kullanilaniliyormus...


Dar sokaklar ve Adim basi Flamenko show davetiyeleri satan dukkanlar...



Real Alcazar de Sevilla/ Sevilla Kraliyet Kale Sarayı ve bahçeleri gercekten de gorulmeye deger ihtisamdaydi... 10. Yüzyıl başında Endülüs Emevileri’nce yapımına başlanan kale saray, sonradan gelen sultan ve krallarca dev bir komplekse dönüşmüş.



Saray icinden goruntuler...








Bu manzara Sanki Cennetten bir bahcedeymissin hissi veriyordu...
Sakin, huzurlu ve bol yesillikli bahcelerde mis gibi portakal kokusu ve degisik kus sesleri eslik ediyordu...
Bayildim!



Real Alcazar de Sevilla/ Sevilla Kraliyet Kale Sarayi


Ve Daha once Paris'te denedigimiz ve sevdigimiz bir lezzet olan , krep arasi nutella yedik....Sicakken yemesi enfes dogrusu...Esim nutella tutkunu cok seviyor :)


Ispanyol elbiseleri $IK  ve degisik tasarimlarla karsimiza cikti...



Sagimiz, solumuz her tarafimiz tarih kokuyor...Ozellikle Endulus bolgesi, tarihi dokusu  ve 3 buyuk dinden buyuk izler tasimasi nediniyle, hissederek ve etkilenerek gezdigim yerlerden oldu...




Juderia (Eski Yahudi Mahallesi)

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Santa Cruz Mahallesi’nin parke taşı kaplı dar sokaklarında yürümenin, portakal ağacıyla süslü küçük meydanlarını kesfetmenin tam zamani...








En cok sevdigim  ise, biz de daha cok  Doguda olan avlulu evler...
Cok rahatlatici bir goruntu...



Sokaklar,sokaklar, sokaklar ....Dar sokaklar da kaybolmak gibisi var mi?









Irmağın diger yakasına geçip, eskiden buram buram flamenko kokan, Çingene kimliğinin damgasını vurduğu Triana semtini gezdik...




Gezi boyunca,yakin araliklarla Bir cok kucuk kilise ile karsilastik...


Sevilla Universitesi....



Boğa güreşleri yapılan, Maestranza arenası 






Bir sonraki Endulus bolgesi gezi yazim CORDOBA olacak....