1 Haziran 2011 Çarşamba

Granada Gezısı- ispanya-Endulus

Ara verince gezdigim yerleri unutuyormuyum ne?
Yok yok resimlere bakinca hatirliyorum, hem boyle de tekrar geziyorum sanki...
Neyse,
Cordoba'dan sonraki gezi rotamiz, Granada olmustu....
Yine bir cok gorsel guzellik sunan bu sehirde bir de buyuk saray gezecegiz....
Her gezimiz gibi severek ve tarih kokan sokaklarda kaybolarak gezdik Granada'yi...Simdi sira sizde, sanal olarak olsa da bence deger ve  basliyoruz :)



Gece oteli bulma konusunda epey zorlansakta (ki bu tamamen ispanyollarin ingilizce bilmemesinden kaynaklaniyor) sabaha dinlenmis olarak kalkabildik...Eger bir gun Ispanya'ya yolunuz duserse 3- 5 cumle konusabilin, hatta anlayin ki bizim gibi el kol isaretleriyle anlasmak zorunda kalmayasaniz !

Yol uzerin de Elhamra Sarayina giderken cektigim bir kac manzara...




Nasri Sultanlığının Granada’yı yönettiği dönemde halifeler I. İsmail, I. Yusuf ve I. Muhammed döneminde yapılmıştır. Saray içerisinde alçı, kereste ve seramik gibi pek çok farklı melzemeler mükemmel bir birliktelik sergiler. 

Elhamra müthiş  el sanatı  ve işçiliği olan oylum oylum , ince ince işlenmiş duvarları, tavanları ile  mekan, ışık, su ve süsleme gibi mimari unsurların bir arada olduğu  bir şaheser . Avluları, bahçeleri de görülesi guzellikte...

Saray icin 1 gun ayirdik ki, zor bile bitirdik....
Simdi sirada,Saraydan goruntuler var ....








Sarayin karsidan gorunusu....





Islemeler oyle harika ki,gezerken nasil bu kadar sabirla yapabilmisler diye dusundum hep... Bazi yerlerde tamamen her yer ince isleme ile kaplanmis...





Bayildigim baska bir guzellik ise,her kapi sonu yeni bir avlu girisi ile baglaniyor ve havuzlar ile suslu bir guzellik cikiyor karsimiza...


Granada'nın en eski sakinleri olan yahudilerin,  Fenikeliler zamanında Endülüs'e geldikleri biliniyor. Onlar kadar değilse de, çingeneler de bu bölgenin eskilerinden. Yahudiler Elhamra Sarayının olduğu tepenin güney yamacına yerleşmişler ve buraya İbranice "Tepelik Yer" anlamına gelen Garnatha  demişler. Araplar Gırnata, İspanyollar da Kastilya dilinde nar anlamına gelen Granada demiş.











Sarayin yamaclarinda ise bembeyaz gozuken minik sehir...



Plaza Nueva'dan Albayzin'e tırmanmaya başlıyoruz. Darro'nun taş yolundan yukarı kalabalık aynı istikamette ilerliyor. Sağımızda aşağıda belli belirsiz akan bir ırmak, üst yamacında "Kızıl Tepe" de Elhamra sarayı var. Albayzin arapça kökenli atmaca avlayanların yeri anlamındaki Al Baizin kelimesinden geliyormuş. Arapların ilk geldiği  dönemde (yediyüzlerin başı) ilk kurulan kale ve yerleşim olan Al Kasaba da bu bölgede. Nasriler dönemi (binikiyüzlerde) Elhamra sarayının da yapılacağı "Kızıl Tepe"ye bir kale daha yapılınca Albayzin'dekinin adı Al Kasaba al Kadim yani eski kasaba olmuş. 














Tirmanirken bos durmak yok ,adim basi hepsi bir birinden farkli olan bir cok sirin ev cekiyorum...



Darro yolu üzerinde önce Cadi köprüsü, bir hamam, Granada'daki rönesans mimari özelliklerini taşıyan Arkeoloji Müzesi Casa de Castril ve  küçük meydanlar var. Yolu takip edip sola kıvrılarak geldiğimiz San Nicolas Kilisesinin önü bir seyir terası (mirador). Elhamra manzaralı fotoğrafların çekildiği ve güneşin  Elhamra'yı iyice kırmızı yaparak battışını seyredildiği yerlerden biri. Yakınlarda bulunan eski bir cami olan San Salvador Kilisesinin önü de bir seyir terası.Daha yüksekte kaldığından daha güzel bir manzara veriyor. 









Çiçeklerle dolu  küçük avluları olan, dar sokaklardan geçiyoruz. İki kilise arasında cemaatı olan küçük bir cami var.  Dört beş yıl önce bir inşaat çalışması sırasında aynı yerde bir cami kalıntısına rastlanınca, belediye tarafından  yerel halk arasında  bir anket yapılmış ve oraya yine bir caminin yapılmasına karar verilmiş. 


Buradan  bakinca karsidan gozuken manzara asagidaki resim (Elhamra Sarayi) oluyor...




Donus yolunda ise ,bu sefer yukaridan asagiya olusan manzaralar takiliyor karelerime...






Yukarida bahsettigim kopru...


Bir turk muzigi gecesi  icin hazirlanmis, bu reklami gorunce resimliyorum hemen...


Assagiya ulastigimizda ise, bir cok hediyelik esya dukkanlari tum Albeniligi ile karsiliyor bizi...




En cok da duvardaki sokak yazilarina hayran kaldim... Bir yerin kulturu bozulmadan devam ettirme cabalarini hissettirdi bana.



Sirin ve muzip ''TEDILERLE'' veda ediyoruz bu uzuuun yaziya!!!

Bir sonraki yazim, Almeria olacak...
Tum gezilerimizi gormek isterseniz, suraya tik tik!

6 yorum:

Peritozu dedi ki...

İspanyanın en merak ettiğim yerlerinde gezmişsin. Senin gözünle önceden keşfe çıkmak ne de güzel oldu :)

Meyra dedi ki...

İspanyollar ingilizce bilsede konuşmazlar zaten canım tipik milliyetçilik ruhları hakim herbirinde..bu arada bazı fotoğraflar sanki Türkiye ye aitmiş gibi hissettirdi bana avlular falan çağrışımı Türklere benziyor:))

♥ Ç!lekl! ♥ dedi ki...

peri tozu fotograf,tesekkurler cnm ins. sende gidersin gercekten cok etkileyiciydi...

meyra,ispanyollarda daha cok ogrenme meraki yoktu sanki cunku anlamadigini bilselerde yinede ispanyolca anlatma cabalari vardi en azindan... ingilizceden sonra en cok konusulan 2 dil diye hepsi rahat...Ama fransizlarin bildikleri halde konusmadiklarini bilmeyen yok zaten...

fotograflarin benzerligide musluman kulturun ortak cagrisimlari oldugu icindir gezerken bizde cok hissedrek gezdik....

Berceste dedi ki...

En alttaki kaldirim taslari patchwork icin fikir verdi bana :) Yasasin :)

♥ Ç!lekl! ♥ dedi ki...

berceste,fikir esintisine sebep olmasina sevindim ,guzel calismalar sana kolay gelsin :)

Adsız dedi ki...

aman alahım endülüs... aşığım o topraklara neden bilmiyorum...osmanlı esintilerinden mi? belgeselini seyredip duruyorum...
cennet bahçeleri ...her şey anlamlı ve özel ... =)
çok güzel paylaşım teşekkürlerrr =)