31 Ağustos 2011 Çarşamba

Penguen'den Bayramlik Kapak



Kaynak: Penguen

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Mutlu Bayramlar



Sevdiklerinizle beraber gecireceginiz, saglikli, huzurlu ve mutlu bayramlar dilerim...

28 Ağustos 2011 Pazar

Gider ayak bir HURRICANE(kasirga) yasamadan olmazdi...


Amerika tarihinde en islak gecen, Agustos ayindan sonra, bol Yagmurlu 1 ay ardindan Deprem, sonrasinda ise Kasirga...Dunya'nin dengesi gercekten bozuluyor....

Cuma gununden beri herkez alarmda...Sebebi yaklasmakta olan HURRICANE (kasirga)!
Bir de isim koymuslar kasirgaya ,IRENE...

Biz ise, o gun normal alis veris icin markete gittik , ama o da ne bir sira var,tum sepetler dolu sasirdim gorunce...Insanlar stok yapiyorlar,benzin istasyonlari dolu,bir cok yer bosaltiliyor haberleri,insanlar siginaklara tasiniyor,elektrik kesilebilir diye mumlar satis rekoru kiriyor ve beklenen IRENE, cumartesi aksam uzeri baslayan firtina ve yagmur esliginde geliyor...Korkmadim desem yalan olur gercektende bir seyler oldu hani ama onlarin abarttiklari kadar degildi, tabiki onlem almak guzel uyarmak bilgilendirmek falan ama sel beklentisiyle,goruntuledikleri yagmur suyunu gorseniz gulersiniz,Turkiyede her yagmur sonrasi olusan birikinti manzarasi...

Bu anlattiklarim Philadelphia icin (bizim bulundugumuz bolgede) gecerliydi...Ama, New york,New jersey daha agir gecirmis bu Kasirgayi..Umarim ciddi hasarlar yoktur....
Bugun aksam uzeri cikan gunes mutlu etti bizi,ama bol ruzgarimiz devam ediyor...

Bu arada,TR'ye donus icin son 10 gun!

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Parfumlerim Olmadan ASLA...

Dun 5.9 luk bir depremle Amerika'nin dogu yakasi sallandi...Amerikalilar icin buyuk bir deprem cunku, onlar boyle bir depremi en son 150 yil once yasamislar...Bende hissettim ve gercekten korktum , panik olup sasirdik burda olmadigini bildigimiz icin,neyseki hasar yok...Yanliz  Amerikalilar cok komikler, New york'ta bazi yerler depremi, terorist saldirisi olarak algilayip panik yapmislar!

Neyse gelelim bana,
Zamana inat vakit gecirme derdindeyim...
Az kaldi cok az, sadece 2 haftacik sonra bugun yollardayiz!
baska  3. bir carsamba yok :)

Ayrilmadan onceAmerika'da alip, kullandigim parfumleri paylasmak istedim..
Adimla musemma (?) kokulara karsi cok hassasim ve burcsal bir ozellik olsa gerek,  kokulardan cabuk SIKILIRIM...
Yillarca ayni pafumu kullanamam ve bunun icinde burada hem minik hemde degisik kokular denedim surekli...
Ve hepsinide ayri bir seviyorum, hepside beni baska baska anilara goturuyor.
Cantamda bir minik kokucuk mutlaka bulunur...
isimleri belki bilindik belki degil, cogu unlulerin kendi adlarina cikardigi kokular.
soldan saga,

1-HILARY DUFF- With love
2-HALLE BERRY -Pure orchid
3-ELIZABETH ARDEN -5th avunue
4-BURBERRY BRIT
5-DANIELLE STEEL
6-FAITH HILL
7-ZARA -Rose


Mis kokulu gunler....

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Yatak Odaları

Renkli yataklar...
Renkli uykular icin...







18 Ağustos 2011 Perşembe

Geri SAYIM ve SIKICI zaman....


Bu gunlerde yasadiklariminda etkisiyle gecmek bilmeyen zamanla adeta bogusuyoruz....
Herseyin ust uste geldigi zamanlar,  az cok herkezin yasantisinda elbette olmustur....
Ama sanirim, Onemli olan bu durum yasanirken sana ogrettikleri ve yasamina kattigin tecrubelerdir aslinda..
Huzunun bir parcasina tutunup,onun goremedigin bilemedigin guzelliklerine sahit olabilmektir....
.
Hersey bizler icin, uzuntuler, mutluluklar hepside sanki kararinda bu yasantida...
Tum olumsuzluklarin arkasindan kocaman mutluluklar gelmesi....
Ve Turkiyem'e(Aileme , sevdiklerime, ozledklerime vs.) biran once kavusmak umidiyle...

Son 19 gun....

13 Ağustos 2011 Cumartesi

Antika Fikirler

Bu fikirler cok antika !















7 Ağustos 2011 Pazar

Evli ciftlere Faydali bir yazi....

BİR KADIN, BİR ERKEK: İKİ AYNA


Kadınlarla erkeklerin anlaşamadığı pek çok nokta olmasına rağmen, en temel problem alanı tarafların birbirlerine yükledikleri anlamın var olan gerçeklikle uyuşmamasından beslenir.
Kadını ve erkeği bir elmanın iki yarısı olarak görenler olduğu gibi, kadınla erkeği armutla elma kadar ayrı olarak görenler de olmuştur.

Kadına ve erkeğe nasıl baktığımız, yaşadığımız ilişkilerdeki sıkıntılarımızın nedenini oluşturur çoğu kere. Ve nasıl baktığımızı fark eder ve bakış açımızdaki yanlışları değiştirirsek davranışlarımız değişir. Nazarımız ve davranışlarımız değişirse kalbimiz de değişir.

Muhabbet, nefretin yerini alırken değiştirmeye çalışma ve kendine benzetme çabalarının yerini de olduğu gibi kabul etme ve karşımızdaki varlığı seyretme hali alır.
Bugün ikili ilişkilere, birbirini deli-divane gibi seven çiftlerin kısa bir süre sonra kanlı-bıçaklı olduklarını gördüğümde aklıma eski zamanların helvadan önce put yapan, sonra da karnı acıktığında yaptığı putu oturup yiyen insanları gelir.

Ne farkı vardır bugünün insanının onlardan? Bence yok. Çünkü önce vehimlerle süslenen aslında kendisinde olmayan birçok özelliği yüklediğimiz adam veya kadın, şapka düşüp de kel göründüğünde yaşanan kızgınlığın hedefine dönüşmüyorlar mı?

Önce kalbin en sevgilisi haline getirilen putlaştırılan sevgili, sonrasında kalbin nefret nesnesine dönüştürülüp, bütün aile beraber oturup yenmiyor mu?
Kadın da erkek de aynı insan malzemesinden yapılmış ama birbirinin eşi ve tamamlayıcısı olsun diye farklı özelliklerle donatılmış iki varlık aslında. Biz böyle bir bakış açısıyla bakamayıp, kendi yapamadığımız ama idealleştirdiğimiz davranış modellerini diğerinden beklemeye hatta onu zorlamaya başladığımızda ipler kopuyor. Deliliğe sarıyoruz sonrasında.

Kadına da erkeğe de birbirini anlasınlar diye ortak duygular da verilmiş, birbirlerini tamamlasınlar diye ortak olmayan duygular da verilmiş.
O zaman karşımızdakini anlamak için gösterdiğimiz çabaya odaklandığımız kadar, onu olduğu gibi kabul etmeye de odaklanmak durumundayız. Her zaman anlayamayız zira…
“Neden beni anlamıyor?” diye çığlık çığlığa bağırdığımızdan, kabul etme ve tanıma hakikatini unutmuş durumdayız.

Sükûnet bulmak için yapılan evlilikler de cinnet geçirme mahallerine dönüşüyor bir bir.
Karşı tarafın kalbiyle değil de nefsiyle karşı karşıya gelip rezonans kuruyorsak, kırdığımızın misli kadar kırılıyoruz.
Farklılıkların, alaya almak, kızmak ya da hor görmek için değil, varlığın çeşitliliğini fark etmek için var olduğunu gördüğümüzde büyüyeceğiz.

Sevgiyi şefkatle büyütemediğimizde, eleştirerek küçültüyoruz da küçültüyoruz. Sonra “Sevgi bitti”, “Sen yoluna, ben yoluma” şarkılarını hüzünle karışık söylerken buluyoruz kendimizi.
Sevdiğimiz kadından da adamdan da kendisinde olmayan bir şeyi istiyoruz; vermeyince, veremeyince kızıyoruz, kızıyoruz.

Hiç durup düşünmüyoruz “Neden?” diye. Belki düşünsek, bir an için olsa dursak ve “kendisinde olmayanı istediğimiz için” veremediğini bilsek, çekip gitmeyeceğiz bu kadar hızlı. Belki dua, belki merhamet dönüştürecek iki kişiyi birden.

Bir ayna eğer karşısında bir şey yoksa hiçbir şeyi göstermez! İki aynayı karşılıklı olarak koyarsanız sonsuzu gösterir…
Eğer kadın ve erkek de birbirlerini bir ayna olarak görse ve kırmayı, değiştirmeyi, olmadığı bir şeyi atfetmekle uğraşmayı bırakarak birbirinde gösterilene yönelse, her şey sonsuza gidecek.
Kalplerin bunca sıkışması, aynaların kör noktalarda sadece eksik olanı, karanlık olanı yansıtıyor olmasından yalnızca…

Kalp sonsuz olanı seyretmek istediğinden karşımızdaki adam ve kadını zanlarımızdan bağımsız olarak görmeyi denediğimizde sonsuza yönelmiş olacağız. Sonsuz olacağız beki de...

ALINTI:   NAZLI ÖZBURUN
Evlilik ve Aile Danışmanı - Sosyolog